Ron Weasley, Harry Potter film serisinin en sevilen karakterlerinden biridir. O, akıllı ve yetenekli olmasına rağmen geçmişinde yer edinmiş olan nedenlerden dolayı birçok korkuya sahip olmuş ve korkularının arkasına saklanmıştır. Ailesinin beşinci ve erkek çocuğu olduğu için yeterince itibar görmemesi de bu korkuların altında yatan nedenlerden biridir. Üstelik aile üyeleri Ron’u çok sever. Ancak Ginny’nin doğması ile Ron’a olan ilgileri azalır. Bu nedenle çok yalnız kaldığını hisseden Ron, maddi sıkıntıların verdiği rahatsızlığı da içine atar ve bu şekilde yaşamayı seçer.
Harry Potter ile tanışana dek hayatı olağan bir şekilde geçer. 9 ¾ trenine bindikten sonra değişen hayatı ile birlikte yetenekleri de tek tek ortaya çıkar. Yine de bazı konularda korkuları onun peşini bırakmaz. Ta ki Harry’yi öldürmek için uğraşan bir kötülüğün varlığından haberdar olana dek! “Benim en büyük korkum sınavlardan kalmak, senin ise hayatta kalmak” diye de belirtir. Yazımızda Harry Potter filminin işleyişinde büyük rolü olan Ron karakterinin en büyük korkularından bahsedeceğiz. İşte Ron Weasley ve 10 büyük korkusu…
Aile üyeleri arasında kendisini yeteneksiz hissetmesi
Weasley ailesinde yer alan herkesin farklı konularda bilgiler vardı. Onlar yeteneklerini bir şekilde ortaya çıkartırken Ron ne yapsa, onlar kadar iyi olamıyordu. Çünkü altı çocuktan biriydi ve ne yaparsa yapsın ağabeyleri ile boy ölçüşemeyeceğinden emindi. Bu da güvensiz olmasına neden oldu.
O küçük bir erkek kardeş olmak yerine Ron Weasley olmayı tercih ediyordu. En büyük şanslarından biri olan Harry ile tanışınca güvensizliği zamanla yok oldu. Katıldığı serüvenlerde savaş verirken yeteneklerini fark etmeye başladı ve özgüveni geri geldi.
Harry Potter’ın yardımcısı olarak göründüğünü düşünmesi
Herkes tarafından tanınan ve “Hayatta kalan çocuk” olarak ünlü olan Harry Potter aslında Ron’u çok seviyordu. Elbette Ron’da Harry’i. Ancak böylesine güçlü bir kişilik ile arkada olunca kendisini yanında bir figüran gibi hissetmeye başladı. Oysaki Harry, Ron olmasa birçok şeyin üstesinden gelemez ve yalnız kalırdı. Noel’de aldığı ilk hediyeyi bile Ron ile paylaştı. Satranç oynayarak Harry’nin felsefe taşına ulaşmasını sağladı.
Ailesinin fakir olmasından utanması
Ron, geniş ve harika bir aileye sahipti. Ancak maddi sıkıntı yaşamaları onun için büyük bir korku hâline gelmişti. Bu korkunun en büyük nedeni de fakir olmaları nedeni ile alay edilmesiydi. Elbette bunu sık sık dile getiren Malfoy, bu korkunun büyümesine neden oldu. Ron asasını bile abisine kaptırmıştı. Ancak kendisine ait bir süpürgeye sahip olunca kendini çok iyi hissetmişti.
Ailesinin maddi durumunu hiçbir zaman ebeveynlerine kötü bir şekilde bildirmedi. O, zayıf karakteri nedeni ile bu şekilde yaşamaya mahkum olduğunu düşünüyordu.
Harry ve Hermione’nin birbirlerine âşık olduğunu düşünmesi
Harry Potter herkes tarafından ünlü, zeki, cesur, zengin ve yetenekliydi. Hermione ise aynı şekilde zeki ve yetenekliydi. Bir muggle olması Ron için önemli değildi. Kendi özgüvensizliği nedeni ile Hermione ile en yakın arkadaşının bir ilişkisi olduğunu düşünmeye başladı. Oysaki onlar daima arkadaştı. Bazı yerlerde Hermione’nin Harry’den bir tepki bekleyip bir türlü alamadığı belirtiliyor. Ancak bu tam olarak kesin değildir. Bunun yanı sıra Hermione Ron’un yaptığı sakarlıkları, eğlenceli kişiliğini ve dürüstlüğünü daima sevdiğini düşünüyoruz. Harry onun için sadece bir dosttu. Ancak Ron bunu geç anladı.
Beşinci erkek çocuk olması nedeni ile sevilmediğini düşünmesi
Ailesi her zaman bir kız çocuğu sahip olmak istediler. Bu nedenle beş erkek çocuk sahibi olmalarına rağmen Ginny’nin doğmasına karar verdiler. Sonunda bir kızları oldu! Bu Ron için kötü Harry için oldukça iyi bir şeydi. Çünkü Ginny ile Harry evlendi. Ron bunu zamanla hazmedebildi.
En az sevilen bir çocuk olduğunu hissetmek Ron için oldukça kötüydü. Bunu daima hissetse de gerçek olduğunu bilmekten hep korktu.
Hermione’ye layık olmadığını düşünmesi
Onun üstün yeteneklere sahip olması, her konuda bilgisi olması ve cesurluğu nedeni ile Ron hiçbir zaman Hermione’ye layık olduğunu düşünmedi. Bu nedenle aşkını da bir türlü itiraf edemedi. Belki de cesur biri olsa ve aşkını daha önce itiraf etse, film bu kadar eğlenceli ve heyecanlı geçmezdi, değil mi?
Liderlik korkusunun olması
Üçlü olmalarına rağmen Ron hiçbir zaman ve hiçbir yerde liderliğini gösteremedi. Lider olma özelliğine sahip olduğunu hayatta kalma savaşı verirken ortaya çıktı. Ölüm yadigarları filmini seyredenler Ron’un iyi bir lider olabileceğini fark etmiş olmalılar.
Fikirlerinin ciddiye alınmayacağını düşünmesi
Özgüvensizlik insanları başarıdan uzaklaştırır. Bu iyi bir sihirbaz olsanız da aynı etkileri gösterir. Ancak Harry Potter ile arkadaşsanız, daha fazla şey kaybedebilirsiniz. Neyse ki Ron hiçbir zaman kaybetmedi. Ne kadar özgüvensiz de olsa, hayatta kalma savaşı verirken daima yeteneklerini sergiledi.
Belirttiğimiz gibi bu yetenekler daima hayatta kalma savaşı verirken ortaya çıktı. Çünkü genel olarak harika fikirlere sahip olsa da ağabeylerinin onu hafife aldıklarını hep hatırladı ve fikirlerini asla net bir şekilde açıklayamadı.
Başarısız bir büyücü olduğunu düşünmesi
Hogwarts büyücülük okulunda okumak hiç de kolay değildi. Yetenekleriniz çok iyi olsa da onlrı göstermek için büyük özgüvene sahip olmanız gerekir. Örneğin Malfoy, Ron kadar yetenekli olmamasına rağmen kibirli ve girişken olduğu için her zaman iyi olduğunu düşündü.
Ron Quidditch takımı için uygun olmadığını düşünmesi
Eğlenmek için oynadığı zamanlarda harika bir kaleci olan Ron, önemli bir takımda oynarken yeteneklerini gösteremiyordu. Çünkü bu kadar iyi bir takım için yetenekli olmadığından emindi. Baskı altında olmak onun peformansını büyük ölçüde düşürüyordu. Ne de olsa kendini sadece arkadaşlarına değil Hermoine’ye de belli etmeliydi. Ancak bunu bir türlü yapamıyordu. Takım arkadaşları destek verince bu konunun üstesinden gelebildi.